Perspective
Mental Health Technology Medicine & Psychiatry


Terapist Yerine Bir Makineyle Konuşmak İster Miydiniz?

Merve Akan tarafından çevrildi, Uğur Çıkrıkçılı tarafından düzenlendi

Son yazımda, son zamanlarda akıllı telefonlar aracılığıyla gerçekleştirilen ‘’dijital fenotipleme’’nin psikiyatride teşhise ve hatta tedaviye katkıda bulunabileceğine dair iyimser görüşlerden bahsetmiştim. Bunun devamında ise ‘’Psikiyatri’de Büyük Veri’’ kullanımını da içerecek şekilde bu alandaki gelişmeleri aktarmıştım. Psikiyatrinin dijitalleşme yolundaki bir diğer önemli gelişme de yapay zeka temelli çalışan makine terapistlerin ruh sağlığı alanında kullanılmasıdır. Stanford Üniversitesi’nden Adam Miner ve ekibi ‘’Kişisel ruh sağlığı hakkında makinelerle konuşmak’’ adlı makalelerinde mevcut duruma ilişkin kendi perspektiflerinden kısa bir bakış sunmaktadırlar.1

Hastalarla iletişim kurabilen makine terapistler Amerika’da ve Çin’de halihazırda kullanılmaktadır. Hatta, diyalog kurabilen bu makine terapistlerin isimleri bile var: ‘’Gabby’’ ve ‘’Ellie’’. Psikiyatrik görüşmeler yapabiliyorlar ve günün birinde formel psikoterapi yapabilecek düzeye erişmeleri pekala mümkün. Miner ve ekibi bu tip aygıtların potansiyel kullanımlarına dair iyimser yaklaşımlara sahip. ‘’Klinik değerlendirme ve teşhis aşamalarını dijitalleştirmek için diyalog kurabilen bu araçların kullanımına dair olumlu yaklaşım her geçen gün artmaktadır’’.1 Buna ek olarak, bazı yayınlarda insanların bu aygıtlara gerçek insanmış gibi davrandıklarını gösteren verilere de rastlamaktayız. Bu dijital aygıtların kullanımı, tedaviye erişimi kısıtlı olan hastaların hizmet almasını kolaylaştırmak gibi önemli bir fayda sağlayabilir. Bunların yanında bir çalışmada gösterilen ilginç başka bir nokta ise, insanların bir makineye konuştuklarını bildiklerinde içlerini dökmeye daha istekli olduklarına ilişkin verilerdir.

Miner ve ekibi ayrıca şunu belirtmektedirler: ‘’ İnsanların verdiği yanıtlar ile makinelerin yanıtları arasındaki ilişki, kullanıcılar tarafından şu an için tam olarak açıklığa kavuşturulamasa da bu iki kutup arasındaki bağlantının oldukça gelişmiş olduğunu söyleyebiliriz. Çin vatandaşları ‘’Xiaoice’’ isimli metin tabanlı bir konuşma aracıyla samimi şekilde sohbet edebiliyorlar. Yazarlar aynı zamanda bu sohbet ajanlarının klinik denemelerde henüz test edilmediğini, yarardan çok zarar da verebileceklerine dikkat çekiyor. Dijitalleşme yolunda gelecekte karşılaşılabilecek başka bir sorun ise gizliliktir. Makine terapistler sırlarımızı gerçek bir insan kadar iyi saklayabilme konusunda ketum olabilecekler mi?

Dahası, son geliştirilen yöntemler çoğunlukla yazışma tabanlı ve semantik yani anlambilimseldir. Halbuki psikiyatrideki iletişimin temeli konuşulan konunun bağlamına dayanır ve empati kelimeler ile kodlanabilir bir olgu değildir.

Bir zamanlar psikiyatri insan doğasına en yakın tıbbi uzmanlık alanı olarak kabul edilirken, şimdi bilim insanları için bilgisayarlara emanet edilebilecek ilk alan haline gelmiş gibi duruyor.

Duygularınızı, tutkularınızı veya problemlerinizi gerçekten bir makine ile konuşmak ister miydiniz?

Bu blog gönderisinin çevirisine gönüllüler katkıda bulunmuş ve gözden geçirmişlerdir. Çeviriye katkıda bulunan gönüllüler MIND Foundation’ı temsil etmemektedir. Eğer çeviride hata veya tutarsızlık bulursanız, veya net olmayan bir şey varsa, lütfen bize bildirin – her türlü düzeltme için teşekkür ederiz. (mail to: [email protected]) Eğer dil becerilerinizi geliştirmek istiyorsanız, lütfen aynı bağlantıya yazın ve blog yazısı çevirmenlerine sizde katılın!

AYRINTILI BİLGİ İÇİN

  1. Miner AS, Milstein A, Hancock JT. Talking to Machines About Personal Mental Health Problems. JAMA. 2017;318(13):1217-8. doi:10.1001/jama.2017.14151


Back